“Önümüzdeki kış kesin komünizm geliyor!”

Deniz Arslan
1 min readApr 6, 2020

--

Sabık Manila eğitim ateşimiz ve Varşova ikinci konsolosumuzla briç masasındayım. Ben multipersonel korunadan muzdarip olduğum için beni tek başına takım sayıyorlar. Sabık ateşemiz Ateş bey zamanında on dört şişe Ihlara brendisi istiflemiş, öğle sıcağında tesbih çeker gibi tıp tıp indiriyoruz birer birer. İndirdikçe zevke geliyoruz: Oyunu unutup konsolos beye, “Ben bir avuç darı olsam yere saçılsam ne dersiniz?” diye soruyorum. İkinci konsolos bey, “Siz,” diyor, “bir avuç darı olsanız, yere saçılmaya gelseniz…” Ben o esnada ortağımın yerine üç sanzatu deklare edip gözlerimi de belertmek suretiyle, “Evet,” diyorum, “ne dersiniz?” Konsolos bey, elini gözden geçirip, eski dünya çelebiliğiyle, peki öyleyse, diyor, ben size şöyle bir mukabelede bulunmak isterim: “Ben bir güzel keklik olsam, bir bir toplasam ne dersiniz?” Ben o zaman, tekrar kendi yerime geçip, “Siz bir güzel keklik olsanız, bir bir toplamaya gelseniz,” diyorum, sonra oyunu açıp devam ediyorum etmesine de, tadımız kaçıveriyor birdenbire.

Edward Hopper, tuval üzerine virüs

Yavru bir şahin sen kap kekliği, sulu sepken kır şahinin kanadını, deli poyraz tep dağıt hepsini, ulu hasta yat sen yoluna, sonra Azrail gelip Varşova ikinci konsolosumuzu, tam da üç sanzatuyu çiçek gibi alnına yapıştırmak üzereyken beyefendinin, korona bahanesiyle alıp gidiversin yanında.

Cenazede Çin’in Bogota konsolosuyla sohbet ediyoruz fısır fısır. “Deniz bey,” diyor hafifçe bana eğilerek, “önümüzdeki kış kesin komünizm geliyor!”

--

--

Deniz Arslan

Ülkemizin en önemli yalançıları arasında gösterilen, serbest meslek sahibi, emekli diplomat. Pantolon eskitmecede Balkan dördüncüsü.